Hilal Timur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hilal Timur etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Mart 2014 Çarşamba

Nice güzel yıllara...Sizlerle...

Hayat, ona ne taraftan baktığınızla ilgili şekilleniyor. 
Güzel bakmak, her şeyi daha da güzel gösteriyor.
Her ne olursa olsun, yaşanan her şeyin bir "kazanım" olduğunu da unutmamak gerekiyor. 
Kazandıklarımız, anılarımızda bizimle kalıyor ve buna da "tecrübe" deniyor.
Güzel şeyler tecrübe etmeyi, tecrübe ettiklerimizin güzel yönlerini görebilmeyi nasip etsin Allah'ım.

Yaş 35 bugün...
Yolun yarısı mı? Bilinmez...
Ama ben hep, o yola yeni başlıyor gibi hissedenlerdenim, hala çocuğum, sanki hiç büyümedim..
Bu hayattaki 35 senemde yanımda olan, bana değer katan, ömrümü "hayat" tadında geçirmemde emeği olan, hep içimde yaşayan ve yaşayacak olan sevdiklerim...
İyi ki gelmişim şu dünyaya.
İyi ki sizi tanımış, güzel "tecrübe"lerle sizinle aynı "hayat"ı paylaşmışım...
Nice mutlu yıllara...

Hilal Timur
05.03.2014



Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.

Cahit Sıtkı Tarancı

2 Nisan 2013 Salı

Hatıralar...


Bir şarkı, bir şiir, bir sima..
Sizi eskilere götürür mü hiç?
Bugün ben bu şarkıya rastladım ve tam 7 yıl öncesine gittim.
Tatil boyunca lunaparkta dönüp dolaşıp çalan bu harika şarkı...
Son gemlik yolculuğumu anımsattı yeniden...
Hatırlayabiliyor olmak ne güzel...
Zayıf hafızama rağmen :)

19 Mart 2013 Salı

No Sound But The Wind...




Bazen, sessizlik ne güzel şeyler anlatır bize..
Aslında, konuşmadan yaşananların, daha "güçlü" olduğuna inananlardanım ben...
Dillendirmediğimiz her şey, sıkıca tutunur bize...
Acı, sevinç, hüzün ya da başkası...



"If I say shut your eyes, son
If I say look away
Bury your head in my shoulder
Think of a birthday
The things you put in your head
They wont stay there forever

I'm trying hard to hide your soul, son
From things it's not meant to see"

5 Mart 2013 Salı

Bugün Ben (:




Bugün, şu hayatta 1 yaş daha gençleşmiş olmamı kutluyorum:)
Sevdiklerim, beni sevenler, iyi ki varsınız. İyi ki karşılaştık şu hayatta, bir yerlerde..
Yıllardır dinlemeye doyamadığım bu şarkıyı, bugün sadece kendime armağan ediyorum. Siz de dinler misiniz benimle :) 

( Şarkıdaki "35 yıl olmuş ihtiyar bir çocuktum" kısmını, "34 yıl olmuş ben hala çocuğum " şeklinde dinlemeyi unutmayın :))


28 Şubat 2013 Perşembe

Mutluluk Dedikleri...

Dışarda öyle güzel kar yağıyor ki.
Gül yaprağı dökülüyor sanki...
Mutlu olmak, küçük şeylerde gizli olmalı...

Bu güzel günde, bu güzel şarkı dinlenir mi? Hem de büyük bir keyifle:D

Sevgiyle kalın...



17 Ocak 2013 Perşembe

Bahar...

Bu güzel yağmurlu günde, seyredememek yağmuru...

Pencerem bir atölyeye bakıyor,
Mevsim yok burda
Hava durumu hep aynı, florasan rengi..
Etrafta hep bir koşturmaca..

Tarçın kokulu ıhlamurumu yudumlarken, şu yağmurlu günde
Biraz ruhum dinlensin istiyorum
Koşturmacadan uzak, mühürlendiğim bu yerde
Ben baharı özlüyorum...

Hilal



10 Aralık 2012 Pazartesi

Hatırlanacak Bir Anı

 
Unutmanın nimet olduğu anlar vardır
Kötü anılar, dar zamanlar için...

İyi anılar birikmişse yürekte..
Unutmak, bıçaktan keskin..

Bugün ben bu şarkıyı dinlerken, çok severek izlediğim "A moment to remember" filmini hatırladım. İzlemeyen varsa, mutlaka tavsiye ederim.

İyi haftalar...

16 Kasım 2012 Cuma

Sonbahar...



Bu geç vakit
bu sonbahar gecesinde
kelimelerinle doluyum;
zaman gibi, madde gibi ebedî,
göz gibi çıplak,
el gibi ağır
ve yıldızlar gibi pırıl pırıl
kelimeler.
Kelimelerin geldiler bana,
yüreğinden, kafandan, etindendiler.
Kelimelerin getirdiler seni,
onlar : ana,
onlar : kadın
ve yoldaş olan...
Mahzundular, acıydılar, sevinçli, umutlu, kahramandılar,
kelimelerin insandılar... 

Nazım Hikmet


Ne güzel değil mi sonbahar.. Ben baharları ayrı bir severim. Sonbahar, yaşlılığı, ölümü; ilkbahar doğumu ve gençliği, kıpır kıpırlığı hatırlatır. İnsan baharda farkeder hayatın evrelerini, yaz ve kış ise, artık iş işten geçti demenin lisanı halidir sanki...

Sonbahar, sararan yaprakların, dallardan ayrılma zamanı geldiğini gösteren işarettir. Öylece süzülüp inerler aşağıya yapraklar. Usulca.. Öylece yatarlar ağacın ayakları dibinde. Bir daha kavuşamayacak olmanın hüznünü, üzerine basan ayakların neticesi çıtırdayan sesleriyle hissettirirler, feryat ederler adeta. Yine de, kutsal bir görevi tamamlamış olarak göç ederler sanki, ilkbaharda kendilerinden arta kalan miras dna larının bir başka yaprakta vuku bulacağını bilip sevinir gibi...

Sonbaharda, sapsarı yapraklarla konuşmak ne güzeldir. Üzerine düşen çiğ taneleriyle ıslanır yaprağın yanakları. Hüznü ve mutluluğu aynı anda hissettirir sararan yapraklar...   

28 Ağustos 2012 Salı

Mutluluk...

Bazen,
Yaslanacak bir omuz arar ya insan
Hani bazen, seslerin içinde sessizliği yakalar
kendini dinlemek ister ya o anda...

bazen,
uçsuz bucaksız bir ormanda kaybolmak ister ya insan,
yaprakların hışırtısında kaybettiklerini aramak...
ve hatta, hani bilmesine rağmen bulamayacağını, umut eder ya...

bazen,
bir filmin tek bir sahnesine kilitlenir
o sahneyi yaşar ya içinde defalarca kanarcasına....

ve hatta bazen,
sabahın bir vakti kıyıya vuran dalgalara karışır ya sevgisi
sadece martılar şahidi...

o kıyıda içilen bir bardak sıcak çaydır bazen mutluluk
bazen ağlayabileceğn bir omuz bulabilmek..
ya da yağmur altında dolaşabilmek pervasızca...
bazen hatırlamak, hatırlıyor mu diye hayıflanmak..
bazen anlaşılmak, bazen anılmaktır mutluluk...
bölüşülen bir simittir bazen
ve bazen...
adında gizlidir mutluluk...


28.08.2012

10 Temmuz 2012 Salı

Yorgunum...

Yorgunum..
Konuşmaya ihtiyacım var ama yazmaya halim yok bugün...
Ben yine bir şarkı paylaşayım en iyisi...





Not: Cem Karaca'nın "çok yorgunum" parçasını paylaşacaktım ama o sırada bu şarkıyı dinledim. Hiç dinlememiştim, çok güzeldi, çok iyi geldi.. Ne güzel sözleri...

Dağbaşında rastladım aksakallı birisine
Bin yıllık bir halıya bin yıldan beri
Bağdaş kurmuş bir çınar gibiydi
Sordum ona Aşk ne ustam hayatın sırrı ne,
Tepeden tırnağa aşığım ben
Ve koskoca bir hayat var önümde?""

Sevda kuşun kanadında
Ürkütürsen tutamazsın
Ökse ile sapanla vurursun da saramazsın
Hayat sırrının suyunu
Çeşmelerden bulamazsın
Ansızın bir deli çaydan içersin de kanamazsın

27 Haziran 2012 Çarşamba

My Immortal

Dün survivorda senelerdir dinlemediğim, ama çok çok sevdiğim bir şarkı çaldı. Evanescence - My Immortal... Muhteşem bir şarkıdır ama ben son 5 yıldır neredeyse hiç dinlememiştim. Şarkı dün başlayınca, "i'm so tired" dediği anda şarkıcı, nasıl bir mutluluk hissettim anlatamam...

Lise yıllarımdan yakın arkadaşlarım çok iyi bilirler ki, tüm defterlerimin en ön sayfasına büyük puntolarla "IMMORTAL" yazardım. Bunu nda ayrı bir hikayesi var tabi :)

Hasılı, bu şarkıyı immortal kelimesinden dolayı mı seviyordum, müziğinden dolayı mı, yumuşacık sesten dolayı mı, şarkının sözlerinden dolayı mı derseniz, tüm şıklara tik atmam gerekecek. Hadi bir de siz dinleyin...

Sevgiyle...



21 Haziran 2012 Perşembe

Sen Giderken...

Ne çok kırgınlık biriktirmiştim sana dair
Ne çoktu dargınlıklarım
Tam 10 sene oldu
23 yaşında gelmiştim, şimdi 33 yaşımdayım, gidiyorsun sen...

Ya olgunlaştım, ki kızamıyorum sana
ya da önemsemiyorum...
yok, ikincisi değil...
Öyle olsa, kırılgan bir kelebek kanadı gibi çırpınır mıydı kalbim sen giderken...

Ve ben...
Sen giderken böyle hüzünleneceğimi
Tahmin edebilir miydim?

Bir devrin kapanışı gibiydi gidişin
seni, 10 yıl önceki gibi hatırlıyorum artık
Yaptıklarınla değil, son sözlerinle anımsıyorum...

Hakkını helal et demiştin...
Helal olsun...

Ben galiba seni,
bu gidişinle kazandım...
ve kızgınlıklarımı yırtıp, bir boşluğa fırlattım...

İyi ki varsın...


Hilal Timur / 21.06.2012 / 14:29

28 Nisan 2012 Cumartesi

Özledim Seni...

Ne çok severmişim, gidince anladım
Serseri gecelerde sana ağladım...

Gidince anlıyoruz sevdiklerimizin kıymetini çoğunlukla. Bazen de, onların değerini çook iyi bildiğimiz halde yitiriyoruz ansızın. Keşke hiç ayrılık olmasa... Bazı ayrılıklar var ki, tekrar kavuşmak imkansız sanki. Neyse ki, anılar kalıyor insanın yanına kar. Yaşanmışlıklar avutuyor... Bazen insanın diline bir keşke dolanıyor... Keşke...

Keşkelerin sonu gelmiyor...

3 yıl önce kaybettiğim, çook sevdiğim canım dostum Kamile'nin en sevdiği şarkıydı bu. Hiç inanamadım, diğer kaybettiğim sevdiklerime inanamadığım gibi. Üniversitede ne çok anı bıraktık seninle... Hiç sevemediğim çayı bile içtim senin ellerinden. Sen gerçekten özlediğim bir dostsun...

Rahmetle...

5 Mart 2011 Cumartesi

Ve Bugün...


Bir neşe uyandım bugün dilimde bu şarkıyla.
1 yaş daha yaşlandığımdan mı yoksa hiç yaşlanmıyor gibi hissetmemden mi bu neşe bilinmez :)
Evet, bugün 1 yaş daha kazandım şu hayattan...
Ve dilime dolanan şarkıyı, sesini açıp kendime armağan ettim az önce.

Ey Hayat...
Seviyorum seni...